pkk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
pkk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

AYİM’DEN 3 komutan kararı

24 Ara 2010
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM), Tümgeneral Gürbüz Kaya, Jandarma Tümgeneral Halil Helvacıoğlu ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu’nun, “Bir üst rütbeye terfi ettirilmeme işleminin iptali” için açtığı davayı bugün esastan görüştü. Nihai kararını generallerin lehine veren AYİM, generallerin bir üst rütbeye terfi ettirilmesi gerektiği yönündeki kararı oybirliğiyle aldı. AYİM KARARINA AKP'DEN TEPKİ Darbeye teşebbüs iddiasıyla Balyoz davasında yargılanan sanıklar Tümgeneral Gürbüz Kaya ile Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün, Tümgeneral Halil Helvacıoğlu ise İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın 22 Kasım tarihli imzalarıyla açığa alınmışlardı. Yargılamaları devam eden komutanlar, işlemlerin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde (AYİM) dava açmışlardı. YAŞ davası süreci Balyoz davası iddianamesi 19 Temmuz’da kabul edildi. İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, 23 Temmuz’da Balyoz sanıkları hakkında yakalama emri çıkardı. Yakalama emri çıkarılan 102 askerin arasında, söz konusu 3 generalin de adı yer aldı. Bu süreçte Tümgeneral Kaya Harita Genel Komutanlığı’na, Tümgeneral Helvacıoğlu Jandarma Değerlendirme ve Denetleme Başkanvekilliğine, Tuğamiral Gavremoğlu Deniz Kuvvetleri Personel Başkanlığı’na vekaleten atandı ancak görevlerine başlayamadı. Ağustostaki krizli YAŞ’ta terfi kararlarının Gönül ve Erdoğan tarafından “Balyoz davasında sanık oldukları” gerekçesiyle imzalanmayarak geri gönderilmesi üzerine 3 general, AYİM’de dava açtı. AYİM 3’üncü Dairesi, 27 Eylül’de 3 generalin davasını görüştü ve ilk aşamada yürütmeyi durdurma talebini karara bağladı. AYİM, 3 generalin YAŞ’ta terfi ettirildikleri halde yayınlanan üçlü kararnamede isimlerinin yer almamasını “idari bir işlem” diye niteledi ve yargı denetimine tabi olduğu sonucuna vardı. AYİM, bu işlemi hukuka aykırı bularak, oybirliğiyle yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Karar, idarenin bütün eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olması gerektiği genel ilkesine dayandırıldı. Bu karara yapılan iki itiraz da oybirliğiyle reddedildi. Dava esastan karar aşamasındaydı. Karar oybirliği ile alındı AYİM, bugünkü toplantısında da daha önce verdiği karar doğrultusunda mahkeme üyelerinin oybirliği ile karar vererek Balyoz sanığı 3 generalin lehine karar verdi. Karar gereği generallerin açığa alınma işlemleri devam edecek, ancak komutanların bir üst rütbeye terfi etmesinin önünde engel kalmadı. Siperdeki komutan Tümgeneral Gürbüz Kaya, terör örgütü PKK’nın yaptığı baskında 12 askerin şehit olduğu Gediktepe’deki siperde, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a brifing vermişti.

Devamı ...

Paşa’ya yasadışı dinleme soruşturması

30 Ağu 2010

Paşa’ya yasadışı dinleme soruşturması!



Genelkurmay 2. Başkanı Org. Aslan Güner, 2007’de İsrail’den aldırdığı cihazla iki bin kişiyi yasadışı olarak dinletti iddiası.





Paşa’ya yasadışı dinleme soruşturması!Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Aslan Güner, 2007’de ’’PKK’lıları dinleyeceğiz’’ gerekçesiyle İsrail’den aldırdığı cihazla iki bin kişiyi yasadışı olarak dinlettiği iddia edildi.

Taraf Gazetesi’nden Mehmet Baransu imzasıyla çıkan habere göre Orgeneral Aslan Güner’in, Korgeneral rütbesiyle 2007’de İstihbarat Başkanlığı görevini yürüttüğü sırada skandal bir olaya imza attığı ortaya çıktı. "PKK’lıları dinleyeceğiz" gerekçesiyle İsrail’den Genelkurmay Elektronik Sistemleri (GES) Komutanlığı’na alman sistemle, kamuoyunun yakından tanıdığı isimler dinlenmiş.

3 Temmuz 2005’te yürürlüğe giren Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) Kanunu’na göre dinlemeleri sadece MİT, Emniyet ve Jandarma yapabiliyor. GES Komutanlığı’nın dinleme yetkisi olmadığı gibi dinleme amaçlı malzeme alım yetkisi de yok. TİB kanunundaki bu maddeyi bilen Aslan Güner, yasadışı dinleme yapabilmek için beş yıl önceki bir genelgeyi gerekçe göstermiş. Savunma Sanayi İcra Kurulu’nun 2002 yılındaki kararını gerekçe gösteren Güner’in, kurulda bulunan Başbakan ve Milli Savunma Bakam’ından da bu alımı gizlediği öğrenildi.
Yasayı kararla delmiş

Taraf 2007 yılında alman bu cihazlarla iki bine yakın kişinin dinlendiğini öğrendi. Dinleme cihazlarının konulduğu aracın fotoğrafını da Tarafa veren askerî yetkili, TİB’in soruşturma açmasıyla bu isimlerin dinlendiğinin ortaya çıkacağını söyledi. Orgeneral Aslan Güner’in yasadışı dinleme cihazı elde etmek için yazdığı resmî yazı ve yasadışı dinlemenin hikâyesi şöyle:

Kasım 2002 seçimleriyle iktidara gelen AKP, Avrupa Birliği müktesebatı kapsamında dinlemelerin tek elde toplanmasıyla ilgili bir çalışma başlattı. Bu amaçla 2005 yılında yeni bir birim oluşturuldu. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın çatısı ve 5397 Sayılı kanunla da dinleme yetkisi üç kuruma verildi. 3 Temmuz 2005’te yürürlüğe giren bu kanunla MİT, Jandarma ve Emniyet haricinde hiçbir kamu kurum ve özel kişinin dinlemeye yapamayacağı kararlaştırıldı. Daha önce dinleme yapan diğer kurumların yetkisi de bu yasayla ellerinden alınmış oldu. Bu üç kurum haricinde dinleme yapanların, fiilin durumuna göre üç yıldan başlayan hapis cezalarıyla cezalandırılması da aynı tarihte Meclis’te yasalaştı.
Korgeneral rütbesiyle 2007 yılında İstihbarat Başkanlığı görevini yürüten Aslan Güner, bu yasayı delip, yasadışı dinleme cihazı almak için ilginç bir yöntem buldu. Savunma Sanayi İcra Kurulu’nun 12 Mart 2002 tarih ve 209 sayılı kararını gerekçe göstererek, Genelkurmay Genel Plan ve Prensipler Başkanlığı’na 23 Şubat 2007 tarihinde bir yazı yazdı. Yazıda "Birinci öncelikli ihtiyaç listesinde yer alan, cep telefonlarının dinlenmesi yeteneğinin GES Komutanlığı’na bir an önce kazandırılması yüksek öneme haizdir" diyerek, acilen dinleme sistemi alınmasını istedi.

Uydu takibi yetmez...

Güner, daha önce yapılan bir sözleşme kapsamında, cep teflonu dinleme sisteminin alınabileceğini yazısında vurguladı. Güner’in bahsettiği sözleşme Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile İnta Space Türk firması arasında 5 Eylül 2006 tarihinde imzalanan Haberleşme Uydusu (Thuraya) İzleme Sistemi Tedariki Sözleşmesi’ydi. Bu sözleşmeye göre, TSK’ya Thuraya uydu telefonlarını takip etme imkânı kazandırılacaktı. Güner, bu sözleşme kapsamında uydu telefonları dinleme ve kestirme sisteminin Mart 2007’de geçici olarak, Temmuz 2007’de ise nihai olarak GES Komutanlığı’na konuşlandırılacağını yazısında belirtip, bu siteme ek olarak cep telefonu dinleme sisteminin de alınmasını istedi. Güner’in yazısındaki en dikkat çeken bölüm de buydu. Güner, görevleri ve yetkileri olmadığı halde cep telefonlarının biran önce dinlenebilmesi için kendilerine sistem alınmasını isteniyordu.

Dinlemenin gerekçesi PKK

Gerekçe olarak ise yazısında şunu belirtmişti: "Cep telefonlarının, teröristlerce lojistik-kurye unsurlarıyla haberleşmek, yandaş ve sempatizan kesiminden Güvenlik Güçlerinin hareketleri hakkında bilgi alabilmek, arazideki buluşmalarını ayarlamak, örgütten habersiz olarak aileleriyle görüşmek, tuzaklanmış patlayıcıları uzaktan patlatmak amacıyla sıkça kullanıldığı bilinmektedir. Sinyal Analiz Projesi kapsamında birinci öncelikli ihtiyaç listesinde yer alan, cep telefonlarının dinlenmesi yeteneğinin GES Komutanlığı’na biran önce kazandırılması yüksek önemi haizdir."

Sistem arabaya monte edildi

Güner’in bu yazısı üzerine İsrail’den cep telefonlarının da dinlenebileceği bir sistem alındı. Alman sistem 06 AD 6382 plakalı Mercedes Benz arabaya monte edildi. TİB Kanunu’na göre PKK’lılar dahil tüm yasadışı faaliyetleri izleme ve dinleme yetkisi MİT, Jandarma ve Emniyet’teydi. Ancak Güner, yasalardaki bu açık hükümlere rağmen, yasadışı dinleme yapabilmek için İsrail’den sistem aldı.
Devamı ...

Burası Akp il Binası

26 Ağu 2010
AK Parti binasına kum torbalı siper

AK Parti binasına kum torbalı siper

Hakkari’de bir ay önce PKK’lıların silahlı ve el bombalı saldırı düzenlediği AK Parti il binasının önüne kum torbalarıyla siper yapıldı.

Güncelleme:25 Ağustos 2010 17:15
Bina önünde bekleyen polisler, siperlerin içinde 24 saat elleri tetikte nöbet tutuyor.
Hakkari’de Ak Parti binasına 1 ay önce PKK’lı 2 kişi tarafından silahlı ve bombalı saldırı düzenlenmiş, saldırıda ölen ya da yaralanan olmamıştı. Kayacan Caddesi’ndeki Hakkari Üniversitesi’ne ait 5 katlı binanın ikinci katında bulunan Ak Parti binasına yönelik saldırıda girişte bulunan polis kulübesi ile bazı işyerlerine kurşunlar isabet etmişti.
Saldırı sonrası polis güvenilik önlemlerini arttırırken, son olarak polis kulübesi önüne kum torbalarıyla siper yapıldı. Yapılan siperlerde polis elindeki uzun namlulu silahlarla 24 saat boyunca nöbet tutarken, karanlık çöktüğünde ise sivil ve resmi kıyafetli polisler bina etrafında devriye geziyor.
Devamı ...