bayramı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bayramı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

29 Eki 2010

CUMHURİYET
   Batı dillerinde cumhuriyetin karşılığı, ulusun kendisini yönetmesi anlamına gelir. Cumhuriyet rejiminde iki unsur çok önemlidir:
   a- İdare edilenler
   b- İdare edenler

   Bu iki unsurun sahip olası gereken özelliklerin başında dürüstlük gelir. Cumhuriyet rejiminde her iki tarafında dürüst ve namuslu olması gerekir. Rejimin demokrasi paltformuna oturtulması şarttır.
Cumhuriyet, ulusun vatan ve hukuka sevgisi ve içten bağlılığı ile yaşatılmalıdır. Bu nedenle cumhuriyete hayat veren damarların başında demokrasi gelir. Gerçek cumhuriyet rejimlerinde sistemin demokrasi ile olan ilişkisi çok önemlidir. Çünkü iç ve dış tehlikelere karşı cumhuriyet kendisini sert ve katı bir şekilde ama demokrasinin gerekleri içinde koruyacaktır. Bunların dışına çıkılmaması gereklidir, aksi taktirde demokrasi ile cumhuriyet arasında kopukluk başlar. Bundan da en büyük zararı cumhuriyet rejimi görür. Onun için cumhuriyet yöneticileri daima uyanık ve gözleyici durumda olacaklardır.

   Demokrasiyi benimsemiş siyasi rejimlerdeki cumhuriyetlerde özgürlüklerin kullanılma alanları, demokrasinin kuralları ile sınırlandırılmıştır. Demokratik sistem ile idare edilen cumhuriyetlerde hiç kimsenin sınırsız hak ve hukuku yoktur. Sınırsız hak ve hukukun olduğu rejimlere de demokrasi veya cumhuriyet denemez. Çünkü demokrasilerde ve demokratik cumhuriyetlerde kişilerin ve dolayısıyla toplumların özgürlükleri hukuk yolu ile güvence altına alındığı gibi, buların sınırları da adaletin kalemi ile çizilmiştir. Bu kısa açıklamadan sonra Atatürk'ün cumhuriyet ve devlet anlayışına değinelim.
Atatürk, kurmuş olduğu genç Türk Devletinin yapısını 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyetin temelleri üzerine oturturken, en kısa zaman da bunun gereği olan demokrasiye geçileceğini öngörüyordu. O da siyasi alanda demokrasinin çok partili sistemle gerçekleşeceğinin bilincindeydi.

   Atatürk'ün zamanımızdan yaklaşık üç çeyrek asır evvel cumhuriyet için söyledikleri, bugün hala bazı batı ülkelerin elde etmeye çalıştıkları düşüncelerdir. O söylediklerimi bilimsel bir temel üzerine oturtmamış olsaydı, bu kadar zaman sonra düşünceleri hala güncelliğini koruyabilir miydi? Atatürk sadece bilgili bir asker, uzak görüşlü bir devlet adamı değil aynı zamanda gerçek bir düşünürdü. Ayrıca sadece düşünce üretmekle kalmamış, bu düşünceleri gerçekleştirerek, üçüncü dünya ülkelerine bağımsızlığın ve kurtuluşun yolunu da göstermiştir. Bugün bağımsızlık savaşı veren pek çok ülkede Atatürk adı hala bir bayrak gibi dalgalanıyorsa nedenini burada aramak doğru olur.
29 Ekim 1923 günü ilan edilen cumhuriyetin alt yapısını Atatürk aşama aşama nasıl hazırlamıştı ?

   Cumhuriyet laik bir sistem üzerine kurulacaktı. Yani cumhuriyet idaresinde ne halifeye ne de onun kalıntılarına yer vardı. Cumhuriyeti adaletli bir adalet sistemi koruyacaktı. Cumhuriyetin genç kuşakları çağ dışı kara kafalılar tarafından değil, aydın bağımsızlık ve hürriyetin değerini bilen aydın kafalı öğretmenler tarafından yetiştirilecektir. İmparatorluktan kalan mantık dışı ne varsa hepsi kaldırılacak, cumhuriyetin temelini müspet ilim oluşturacaktır. Cumhuriyetin yalnızca kanunlar ile, devlet zoru ile ve yasaklarla korunamayacağının bilincinde olan Atatürk, onun gerçek değerini anlayabileceğini söyleyebilmiştir. Geçen zaman içerisindeki olaylar bu ileri görüşlü devlet adamının ve düşünürünün ne denli haklı olduğunu göstermiştir.
Bilgisiz ve bilinçsiz bir halk topluluğunun ulus olma hakkına sahip olamayacağını vurgulayan Atatürk, ulusun bilinçlendiği oranda hak ve hukukuna sahip çıkacağını biliyordu. Bu nedenle eğitim ve kültüre çok önem vermiştir. Onun, bir bakıma kültürü, cumhuriyetin temellerinden biri olarak görmesindeki neden budur.
Atatürk'e göre sadece cumhuriyete sahip olmak yeterli değildir.
Ona layık olmak da gereklidir. Bunun içinde gereken yol gene eğitimden geçiyordu.

   Hürriyet ve bağımsızlığın kıymetini, erdemli ve özverili, çağdaş eğitim almış olan gençler, savaş alanlarında bu uğurda şehit düşen askerlerden çok daha iyi bilebilirlerdi Bağımsızlık; hürriyet, cumhuriyet bundan böyle savaşarak değil, bunları değeri bilinerek korunacaktı. Onun için kılıçla elde edilen zaferler, siyasi, ekonomik, kültürel zaferlerle taçlandırılmalıydı.
Devamı ...

Büyük Zafer coşkuyla kutlandı

30 Ağu 2010

Büyük Zafer coşkuyla kutlandı...


30 Ağustos Zafer Bayramı tüm yurtta düzenlenen törenlerle kutlanıyor.


Büyük Zafer coşkuyla kutlandı...Ankara'daki kutlamalara Rize'deki heyelan bölgesinde incelemelerde bulunacak olan Başbakan Erdoğan katılmadı.
 
Devletin zirvesi Ankara'da düzenlenen törenlerde bir araya geldi.

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI COŞKUYLA KUTLANDI... TIKLAYIN...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç şeref tribününde törenleri izlerken daha önce törenleri izleyeceği açıklanan ancak Rize'deki heyelan bölgesinde incelemelerde bulunmak üzere bölgeye giden Başbakan Erdoğan törene katılmadı.

ORG. KOŞANER ANITKABİR'DE

30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü dolayısıyla Anıtkabir'de tören düzenlendi. 

Tören, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet Özel, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Aslan Güner, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Bekir Kalyoncu ve diğer askeri erkanın Aslanlı Yol'dan yürüyüşüyle başladı.

Orgeneral Koşaner, Atatürk'ün mozolesine, üzerinde “Türk Silahlı Kuvvetleri” yazılı kırmızı ve beyaz karanfillerden oluşan çelenk koydu. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı okundu.

Orgeneral Koşaner ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeni komuta kademesi Anıtkabir merdivenlerinde hatıra fotoğrafı çektirdi.

Daha sonra Misak-ı Milli kulesine geçen Orgeneral Koşaner, Anıtkabir Özel Defteri'ni imzaladı. Koşaner, daha sonra deftere yazdığı metni yüksek sesle okudu. Orgeneral Koşaner metinde şunları kaydetti:

“Büyük Önder, Ebedi Başkomutan, Yüce Atatürk;

Ulusumuzun bağımsızlık ülküsü etrafında toplayıp kazandığın büyük zaferin 88. yıl dönümünü kutlamanın coşkusunu yaşıyoruz. Kazanılan bu büyük zafer, Türk tarihi için bir dönüm noktası olması bakımından taşıdığı değerin yanında ulusumuzun sonsuza kadar birlik ve bütünlük içinde, çağdaş uygarlıklar arasında yerini almasının teminatı olan Cumhuriyete kavuşmanın yolunu da açmıştır.

Günümüz muharebelerinin gerektirdiği çağdaş teknoloji ürünü harp silah araçları, üstün eğitim ve bilgi birikimine sahip kahraman personeli ile Türk Silahlı Kuvvetleri, gücünü aldığı yüce Türk milletinin gurur kaynağı olmaya devam edecektir.

Yüce Atatürk; sarsılmaz bir kararlılıkla bağlı olduğumuz Atatürkçü düşünce sisteminin ulusumuz için taşıdığı önemin farkında olarak aziz hatıran önünde saygıyla eğiliyoruz. Ruhun şad olsun.”

TAKSİM'DE KUTLAMA

İstanbul 'da 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 88. yılı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü kutlamaları, Taksim’deki Cumhuriyet Anıtı’nda düzenlenen törenle başladı.
Cumhuriyet Anıtı’nda düzenlenen törene İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile askeri-mülki erkanın  yanı sıra siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Tören katılımcılarının yerlerini almasının ardından anıta çelenklerin konulmasıyla başladı. Vali Mutlu, Orgeneral Kıvrıkoğlu ve Başkan Topbaş’ın anıta çelenk bırakmalarının ardından, kurumlara ait diğer çelenklerde sırayla konuldu.

Tören saygı duruşu, İstiklal Marşı’nın okunması ve Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu'nun anıt özel defterini imzalamasıyla son buldu. Kıvrıkoğlu, anıt özel defterine şunları yazdı:

“Ulu Önder Atatürk. Büyük zaferin 88. yıldönümünde huzurunda olmanın verdiği gurur ve heyecanı yaşıyoruz. Silah arkadaşlarınızla birlikte kurarak, bizlere armağan ettiğiniz laik, demokratik Türkiye Cumhuriyetini sonsuza kadar yaşatma azim ve kararlılığıyla, ilke ve devrimlerinizin yol göstericiliğinde görevimizin başında olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk ulusunun hizmetinde görev yapmakta olan Türk Silahlı Kuvvetleri olarak huzurunda saygı ile eğiliyor, şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi saygı ve hürmetle anıyoruz. Ruhun şad olsun”

Bu arada tören öncesi polisin çok geniş güvenlik önlemleri aldığı görüldü. Özel Harekat Timi’ne bağlı polislerin meydanı gören bina üstlerinde önlem alması dikkat çekti.

GALATASARAY'DAN KUTLAMA MESAJI

Galatasaray Kulübü, 30 Ağustos ZaferBayramı nedeniyle  kutlama mesajı yayımladı.

Sarı-kırmızılı kulübün internet sitesinden yayımlanan mesajda, şöyle  denildi:

“Ulusumuzun milli mücadele sürecindeki en büyük adımı; Büyük Taarruz  Zaferinin 88. yıldönümünde, Mustafa Kemal Atatürk ve ordumuzun elde ettiği zaferi  bir kez daha gururla kutluyoruz.

Bu büyük zaferin 88. yıl dönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve  silah arkadaşları ile vatanı uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi bir  kez daha saygıyla anıyoruz.”
Devamı ...